HOŞ GELDİNİZ



Gazetede yayımlanan makalelerimi artık buradan da takip edebilirsiniz.


İlginize teşekkürler...


6 Mart 2010 Cumartesi

Bilgelerden Dersler...

Bir bilgeye sormuşlar:
- Bir insanın zekasını nereden anlarsınız ?
- Konuşmasından.
- Ya hiç konuşmazsa ?
O kadar akıllı insan yoktur ki!..

***

Bir bilgeye nasıl bu kadar doğru kararlar alabildiğini sormuşlar,
`Deneyim` demiş.
O deneyimi nasıl kazandın, diye sormuşlar
`Hatalarımla` demiş

***

Bir bilgeye sormuşlar:
Efendim canınız ne istiyor ?
Bilge cevaplamış:
Canım hiçbir şey istememeyi istiyor...
ve devam etmiş...
Bu ruh halinin adı gönül yorgunluğudur...

***

Bir bilgeye `Nasıl insan oluruz?` diye sormuşlar.
`Üç adım atlama` gibi bir cevap vermiş bilge kişi:
Önce sana kötülük yapanlara kötülük düşünmemen gelir,
İnsanlığa attığın ilk adım budur...
Sana kötülük yapanlara iyilik yapabildiğin an ise ikinci büyük adımı atar ve hakiki insan olmaya başlarsın.
Nihayet, sana iyilik yapanla kötülük yapan arasında bir fark hissetmeyecek hale geldiğin zaman da insan olursun.

***

Bilgeye sormuşlar dünya da en güzel şey ne diye?
´Sevmek´ demiş...
”Peki sonra?” demişler...
´Sevilmek´ demiş...
”Peki neden sevmek sevilmekten önce geliyor?” demişler...
O da demiş ki, ´insan sevdiğine sevildiğinden daha çok emindir...

***

Bilgeye Sormuşlar;
- İnsan neden dilek diler?
- İnsan gerçekleşmesi için diler, ama bilmez ki gerçekleştirmek için dilemek gerek.

***

Bir bilgeye sormuşlar en mutlu insan kimdir?
”İşte o dağdaki çobandır” demiş.
”Neden?” diye sormuşlar.
Çünkü demiş insan bildikleriyle yaşar, onun bildikleri koyunları ve çevresiyle sınırlı kendisini mutsuz edecek veya kafasını karıştıracak fazla bir bilgiye sahip değil.

***

Ve bir hikaye.
Bir gün, bir bilge, kendi türleriyle uçmayı reddeden iki ayrı cins kuşa rastlar yol kenarında.
Hayli merak eder, bu iki farklı yaratığın nasıl olup da kendi aileleriyle, ait oldukları yerlerde yaşamak istemediklerini, nasıl olup da bir yabancıyı kendi kardeşlerine yeğlediklerini.
Biri karga, biri leylek...
O kadar farklıdır ki kuşlar, ihtimal veremez birbirlerini sevdiklerine, türdeşleriyle değil de birbirleriyle uçmayı yeğlediklerine. Öyle ya, karga dediğin kargalarla uçmalıdır, leylek dediğinse leyleklerle.
Yaklaşır ve merakla inceler kuşları. Tâ ki her ikisinin de topal olduğunu keşfedinceye kadar. O zaman anlar ki, birlikte kaçar, birlikte uçar, beraber yaşamaları beklenenlerin yanında tutunamayanlar.
O zaman anlar ki, sahip oldukları değil, sahip olmadıklarıdır kimilerini birbirlerine yakın kılan.
Topal kuşlar birbirlerinin arızalarını bilir ve sömürmek ya da örtmek yerine kabullenirler öylesine. En sahici dostluklar ortak varlıklar üzerine değil, ortak yoksunluklar üzerine kurulanlardır. Aynı şekilde zengin, aynı şekilde mesut olanların ortak paydaları sabun köpüğü gibidir, uçar.
Ortak acı, ortak hüzün, ortak pürüzdür esas yakınlaştıran.
İyi pazarlar…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bugün Seçim Olsa Kime Oy Verirdiniz?