HOŞ GELDİNİZ



Gazetede yayımlanan makalelerimi artık buradan da takip edebilirsiniz.


İlginize teşekkürler...


16 Şubat 2010 Salı

Altyapı Rezaleti, Gazeteciler ve BAŞKANLAR

İki gün boyunca tüm gazetelerin birinci sayfasına taşınmıştı İzmir’deki yağışlar ve yol açtığı olaylar.
Başlıklar da çoğunlukla benzer nitelikteydi.
“Son 50 yılın en yoğun yağışı.”
“Son 76 yılın en fazla yağışı.”
“İzmir’e yağmur değil sel aktı.”
“ İzmir son 100 yılda böylesi bir yağış görmedi.”
Sanki hemen hepsi tek bir elden çıkmışcasına böyle diyordu yaşananlar için.
Milenyum çağında yaşanan böylesi bir ‘altyapı rezaleti’ için hemen hepsi ittifakla savunma rolünü üstlenmişti içten içe belediyeyi, belediyeleri.
Biz ise ‘Rezalet’ diye sermiştik gözler önüne gerçekleri.
Çünkü gerçekten “Rezalet”ti en azından halka karşı sorumluluğumuz gereği bu dillendirilmeliydi.
İğneyi biraz da kendimize batırmamız gerekli.
Hani utanılmasa “Ne suçu günahı var belediyelerin?” bile denebilecek adeta.
Bu sözler taşınacak sayfalara halk atılacak bir kenara.
Hoş yine de atılmış durumda pekala.
Gerçi buna da şükür demek gerekiyor herhalde.
“Belediye, belediyeler ne yapsınlar, Allah’a karşı mı koysunlar?” diye de yazabilirlerdi mesela.
Halkı bırakıp, yaşananları görmezden gelip birilerine sırnaşmaktan ibaret demek ki gazetecilik bu muhteremler (!) için.
İğneyi alın elinize kendinize batırın mümkünse.
Halk perişan, insanlar sersefil, ne yapacağını bilmez durumda.
Kenti idare edenlerin sadece bugün değil son 30, 40 yıl boyunca bu kenti yönetenlerin sadece ‘lay, lay, lom’ türü hizmetlerinin bir yansımasıdır tüm bunlar aslında.
Sorun yağmur değildir.
Yağmur çok yağdı, sele dönüştü, sel de geldi bizleri trafiğe hapsetti, evlerimizi perişan etti diyemezsiniz.
Mühendisler, mimarlar, kent bilimcileri sağlıklı bir kentleşme için en az 100 yılık bir öngörü ile hareket ederler.
Siz bırakın 100 yılı daha birkaç yıl sonrasını dahi dikkate almadan hareket eder, sağlıksız yapılaşmalara izin verir, dere kenarlarına evler, hanlar, hamamlar yaptırır, rögarlarınızı, kanalizasyonlarınızı yeterli hale getirmezseniz bu “Rezalet”in yaşanılması kaçınılmaz olur.
Ve oluyor da.
Dün de aynıydı, bugün de aynı.
Siz trafik kazasının nedenlerini ortadan kaldırmaya çalışmayıp kaza olduktan sonra ölümle yaşam arasında gidip gelen insanların yardımına koşarsanız hiçbir anlam ifade etmez.
Bunun önlemlerini belirleyip geç olmadan işe başlamak lazım.
Sorunu yağmura havale etmekle olmaz bu işler.
Hani şu aralar çok moda bir deyim var:
“Geçmişe dönük darbeciler yargılansın.”
Ben de diyorum ki buna istinaden.
“Son 50 yılın kent idaresi masaya yatırılsın ve kenti bu hale getirenler ve bugün de buna devam edenler mümkünse yargılansın.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bugün Seçim Olsa Kime Oy Verirdiniz?