Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un “Sabır” açıklamasına tepkiler sert.
Bu kez sadece asker karşıtı çevrelerden de değil.
Kendisini milliyetçi-muhafazakar olarak tanımlayanlar da şaşkın biraz da kızgın.
Doğrusu şaşırmayan yoktur sanırım.
Kendi adıma kızmıyorum ama sözkonusu açıklamayı ben de yadırgıyorum.
Geçen akşam tv programında sunucu, konuğuna şöyle bir soru yöneltmişti.
“Başbuğ paşa hükümeti ya da orduyu eleştirenleri tehdit mi ediyor? Yoksa bir isyan mı bu?”
Konuk tehdit denemez demişti.
Tehdit denemez doğru ama aba altından sopa gösterildiği de bir gerçek.
Peki bir sebep her ne olursa olsun bir ülkenin Genelkurmay Başkanı, baskılardan yılıp malum çevrelere aba altından sopa gösterebilir mi?
Gösterdiğini gördük.
Peki doğru mu?
Kesinlikle yanlış.
“Günü geldiğinde değerlendiririz.” Gibi ya da benzeri sözcükler devlet adamlığı kimliği ile kesinlikle bağdaşmıyor.
Devlet adamı abalarla, sopalarla uğraşmaz.
Varsa ortada bir hukuksuzluk gereğini yapar.
Kısasa kısas da diyemez.
Denirse, zaten bir şeyler olsa da akbabalar gibi üşüşsek diye bekleyen çevrelere hizmet edilmiş olur.
Ellerine bulunmaz bir koz verilmiş olur.
Ve verildi de.
Demokrasi havarileri şimdi daha bir hırs ile yazıyor daha da bilenmişcesine sataşıyor.
Ve bu ifadeler kuşkusuz dış güçlerinde oyunlarında kendilerine yer buluyor.
The Economist dergisinin Aralık sayısında ordumuz hakkında bir makale yayınlanmış ve hakaretamiz ifadeler kullanılmıştı.
Mesela, “Ordu devletin altını mı oyuyor kaygısı arttı.” denmişti.
Daha da ileri gidilerek Türkiye’de demokrasinin önündeki en büyük engel olarak nitelenmişti.
Tabiî ki bu görüşlerin niçin ya da nasıl ortaya konduğunu biliyoruz ama önemli olan hem bunlara hem de içteki sözde demokratlara paye kazandırmamak.
“Biz demiştik.” dedirtmemek.
16 Şubat 2010 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder