Balyoz Darbe Planı öyle bir noktaya taşındı ki Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ilk gün yaptığı yazılı açıklamaya rağmen gazetecilerin karşısına geçip yumruğunu masaya vurmak zorunda kaldı.
Bir ülke düşünün ki ordusunun en üst kademesi açıklama yapsın ancak buna komplo teorici aydın takımı itibar etmesin yıpratma kampanyalarını daha da ileriye götürerek kurumsal suçlamaya dönüştürsün.
Bu zümrenin Başbuğ paşanın açıklamalarını yine kendilerine has müthiş kıvırma ya da salağa yatma becerileri ile görmezden gelip bildiklerini okuyacakları malum ama birkere daha altını çizmekte fayda var bu sütunlarda da.
En can alıcı sözleri şüphesiz camii bombalama iddialarına yönelik söyledikleri idi.
“Arkadaşlar! Biz askerini savaşa Allah Allah diye nidalarıyla gönderen bir orduyuz. Böyle bir ordu Allah’ın evi olarak kabul gören camileri bombalamak gibi insafsızca bir plan yapabilir mi?”
Sonra ekledi elini kürsüye defalarca vurarak.
“Vicdansızlıktır. Lanetliyorum.”
Ve pek çok şey söyledi.
Konuşmasının sonuna doğru ise Cumhurbaşkanı ve Başbakan’a üzerinize düşeni yapmıyorsunuz demeye getirdi.
“Bu yıpratma kampanyaları ile biz TSK olarak mücadele ediyoruz, edeceğiz de. Ancak bizim dışımızda da devlet tarafından bu mücadele yürütülmeli.”
Başbuğ paşa devletin üst kademesine bu konudaki rahatsızlıklarından bahsettiklerini söyledi açıkça ama bir sonuç alınamadığını da ortaya koydu.
Doğrusu buna şaşırdığımı söyleyemem.
Ancak yine de bu haykırışlara devletimin en yetkin ismi nasıl karşılık verecek diye merak da etmedim değil hani.
Acaba bir yerlerde çıkıpta bu çirkin ama bilinçli kampanyaları kınama yoluna gidilir mi diye düşündüm.
Ya da bu konuda bir soru sorulur da sayın Başbakanımız da “TSK ne diyorsa odur. Bu konu kapansın. Benim onlara inancım tamdır.” der mi dedim pek de ümidim olmayarak.
Beklentilerimin fazla iyimserlik olduğunu ise çok geçmeden anladım.
Sayın Başbakan önce Sakarya’da konuştu.
Sonra Memur-Sen’in “Uluslararası Demokrasi Kongresi’nde.
Sonra da Valiler Toplantısı’nda.
Ne mi dedi?
Birçok şey söyledi ama birkez olsun “Orduma güveniyorum. Böylesine asılsız iddiaların amacı bellidir” türünden kesin, net sözcükler söylemedi.
“Kirli senaryo” dedi hatta.
Kışkırtmalardan bahsetti hiç kimsenin bu türden oyunlarla bir yere varamayacağından bahsetti.
“Kim ki emaneti gaspetmeye yeltenir karşısında önce bizi bulur sonra da milleti. “ diyerek de aba altından sopa gösterdi.
Sanırım Başbuğ paşa da devlet üzerine düşeni yapmıyor derken bu türden yaklaşımları kastetti.
28 Ocak 2010 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder