Yıl 2010 ve Milenyum çağı…
Türkiye’nin üçüncü büyük kentiyiz.
Moderniz, çağdaşız, öncüyüz..
Tüm Türkiye’ye örnek olacak kadar da güven doluyuz.
O kadar doluyuz ki, aday olup 1970’li yıllarda Akdeniz Oyunları’na ev sahipliği yapıyoruz.
Sonra siyasete uzanıyor, iktidarlara kendimize has duruşumuzla ders üstüne dersler veriyoruz (!)
Bir gün yeniden dünya kenti olduğumuzu hatırlayıp büyük organizasyonlara yelken açıyoruz.
Universiad 2005’e talip oluyor, kazanıyor ve biraz sıkıntılı bir süreçten sonra da olsa gerçekleştirerek imzamı atıyoruz.
Dünya kentiyiz sonuçta hedef büyütüyor bundan sonra neden çok daha ses getirecek organizasyonlarda yer almıyoruz diyoruz.
Ve hemen milyonlarca ziyaretçisi ile gözbebeği fuarlardan biri olan EXPO 2015’e talip oluyoruz.
Kişisel sürtüşmeler, küstüm oynamıyorumlar arasında önemli çabalar sergiliyoruz dört dörtlük olmasa da.
Bize oy verecek ülkelerin temsilcilerini ağırlıyoruz bu modern (!) kentimizde.
Bakın belki gecekondulardan oluşuyor kentimiz, hemen her kış seller basıyor, ev ve işyerleri sularla doluyor hatta bir dönem olduğu gibi can pazarları yaşanıyor ama yine de bizim hakkımız bu EXPO 2015 diyoruz bu muhterem zatlara.
Yediremiyoruz ama.
Yemiyorlar onlar da.
Siz daha kırk fırın ekmek yemelisiniz diyorlar oylama sonucunda.
EXPO 2015’i taşıyorlar Milano’ya.
Biz ise kavga ve sürtüşmelerle dönüyoruz tekrar bu modern dünyamıza.
İzmiriz ya hedefler de sürüyor mutlaka.
Şimdi 2010 Avrupa Basketbol Şampiyonası var sırada.
Dünyanın gözü elbetteki olacak burada.
Bir de Örnekköy’deki tek bir İzmirlinin gidipte faydalanamadığı tesislerimiz ile Grand Slam türünde organizasyon düşünülüyormuş güya.
Eminim yaparsınız bunu da.
Yaparsınız da bu canım kenti kurtaramazsınız mega köy olmaktan.
İnsanlar hala sellerle boğuşur, ev ve işyerleri perişan olur…
Sonra birileri de çıkıp suçluyu bulur.
Korkmayın, korkmayın suçlu siz değilsiniz.
Suç Deniz’de.
Çünkü DENİZ her yerde (!)
3 Ocak 2010 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder