Bayramdır, yüreklerimizi ısıtan, gönüllerimize neşe saçan.
Bayramdır, çocuklarımızı mutluluktan uçuran bizleri ise çocukluğumuza alıp götüren.
Ne günlerdir dimi?
Hepimizin birer hikayesi vardır tebessümle anımsadığımız, yadettiğimiz.
Annemiz yanıbaşımızdadır, babamızla güven doluyuzdur.
Kardeşlerimizle çekişmediğimiz ender anlandır.
Tanıdık olsun olmasın hemen herkesin birbirine sevgiyle baktığı, hoşgörünün su gibi aktığı bulunmaz zamanlardır.
Kim bilir kaç kez sorgulamışımdır bunu?
Neden demişimdir?
Neden, insanlar şu birkaç günden ibaret sanarlar sevgiyi, dostluğu, kaynaşmayı ?
Bir olup, bütün olup tüm gönüllere konmayı.
Neden çok görürler birbirlerine canpare olmayı, karşılıksız sevmeyi, hayatın acı tatlı her döneminde iç içe olmayı?
Tanımadığın birine merhaba demeyi, yaşlı birilerine el uzatıp yardım etmeyi, nefretle andığın birine dahi içten gülümseyebilmeyi neden çok görürler, çok görürüz?
Yoksa hemen hepimizin yaşamlarımıza dair bilmediği mucizevi yanlarımız mı sözkonusu?
Örneğin ölmeyecek miyiz biz?
Rivayeti dilden dile dolaşan Adem peygamber gibi bin yıl boyunca mı yaşayacağız?
Kırdığımız kalpleri, sitem dolu gönülleri yok olup gittiğimiz meçhulden tamir fırsatı mı sunulacak bizlere yoksa.
Cevabı biliyorsunuz elbette.
Ee o zaman?
Neden sevmeyelim birbirimizi söyler misiniz?
Neden ayrışalım, neden kopalım?
Neden bölünelim, neden bölelim?
Sevelim, sevilelim…
Gülelim, güldürelim…
Yiyelim, yedirelim…
Kalplere o dünyanın varoluş gerekçesi ile, sevgi ile girelim.
İyice işleyelim.
İnanın o kadar kolay ki.
Başarınızı görmek için bir insanın yüzüne sevgiyle bakın yeterki.
Nice bayramlara…
Sağlıkla…
22 Aralık 2009 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder