Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a güya gözbebeği kurumumuz olan TSK’ya mensup birkaç subay suikast düzenleyecekti.
İş o kadar ciddiydi ki; Genelkurmay’ın açıklaması bile sayın Arınç’ı tatmin etmemişti.
Derhal güzide ordumuzun belli birimlerine girildi, arama üstüne aramalar yapıldı.
Seferberlik Tetkik Kurulu’ndan tutun da Kozmik Oda’ya varıncaya kadar ortalık toz duman oldu.
Neymiş suikast planları aranıyormuş.
Hala da aranıyor!
En son dün akşam dördüncü yok yok beşinci yoksa altıncı kez mi girilmişti?
Kusura bakmayın ben bile şaşırdım sayısını.
Sonuçta sürekli girip arıyor polisimiz bir takım planlar.
Arıyor da buluyor mu bir şeyler kimse bilmiyor onu işte.
Tıpkı ‘demokratik açılım’ gibi bu işte şu an için tam bir muamma.
Maşallah koskoca bir yılı, 2009’u muammalar içinde geçirdik toplumca.
Şimdi eski DTP’li yeni BDP’li vekiller var ortada.
Mahkemeler zorla getirilmelerine karar veriyor duruşmalara ardı ardına.
Ahmet Türk’ler, Aysek Tuğluk’lar, Sebahat Tuncel’ler.
Onlar biz gitmeyiz deyip posta koyuyor yargıya, yargı ise “Ben getirmesini bilirim” diyor hukuki ağızla.
Gidecekler mi gitmeyecekler mi?
İfade verecekler mi, ifadeleri alınacak mı?
Devlet bu nihayetinde asla boş geçmez, ne yapar ne eder gücünü ortaya serer.
Garip olan şu ki; bu canım devlet cezaevinden çıkarıp vekil yapmıştı birilerini şimdi ise gördüğü yerde yakalamanın derdinde.
Ve güzel ülkemin güzel kentlerinden Diyarbakır’ın güzellikten çokça uzak Belediye Başkanı Osman Baydemir.
Naptı bu zat?
Bu görevi üstlendiğinden bu yana sayısız kere yaptığı gibi yine teröristlere kol kanat mı gerdi yoksa Mehmetçiğimize mi çattı.
Hayır.
Daha da fena.
Bu zat bu kez çıkıp milyonlarca insanın gözünün içine baka baka devlete ve de bu devletin yaşayanlarına küfürler savurdu.
Ağzından falan da kaçırmadı.
Anlamayanlar varsa diye bir defa daha tekrarladı.
Ve sonra da çıkıp utanmadan sıkılmadan yaptığı bu arsızlığı Allah’ın zulme ilişkin sözlerine dayandırma cüretini gösterdi.
O gün bugündür de elini kolunu sallayarak geziyor, yandaşları arasında cesur (!) adam duruşu ile caka satıyor.
Peki devletim napıyor?
Küfürün birincil muhatabı devletimse maalesef başını kuma gömmüş söyleneni hazmetmeye çalışıyor.
Belki yine laf olsun diye bir soruşturma başlatıp bu zatın ifadesine başvuracak, sonra da ‘yanlış anlaşılma’ safsatası ile yaptığı yanına kar bırakılacak.
Sonra da bu canım devletim gidip kredi kartı borcu nedeniyle kaçacak delik arayan asgari ücretli Ahmet efendinin canına okuyacak.
Devlete küfretmek serbest ama borçlu kalamazsın diyecek.
Birileri de yine ordumuzu yıpratmanın en sıra dışı örneklerini sergileyecek
Barış nutuklarını ceplerine doldurmuş birileri yargıyı hiçe sayacak
Ve yine birileri maalesef insanların gözünün içine baka baka “Hastir” çekecek.
Sen rahat uyu sevgili ATAM!
İnan bana bugünler de geçecek…
30 Aralık 2009 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder