Birkaç gündür kıyamet kopuyor.
Birileri tarafından koparılıyor.
Ne olmuş?
CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, meclisteki konuşmasında 70 yıl öncesine gidip, Dersim İsyanı’ndan dem vurmuş, Atatürk bağlamında isyana karşı yürütülen askeri harekatı savunmuş.
Hepsi bu.
Evet, evet bu.
Yani devlete karşı başlatılan bir isyana, bölücü bir isyana devletin varlığını devam ettirmesi amacıyla gösterdiği tavırı haklı bulmak.
Öymen’in suçu bu.
Aman efendim, can efendim sen nasıl böyle konuşursun, ne hakla harekatı savunursun diyen kitleler yollara düşmüş, protesto da protesto.
Ülkemizin yetiştirdiği değerli diplomatımız bir anda oldu “Günah keçisi”.
Pes doğrusu.
Pes… Pes… Pes…
Gerek diplomat gerekse milletvekili olarak milli çıkarlarımız için hemen her alanda, var olan her cephede dövüşen, haklılığımızı ortaya koyan Onur Öymen’e laf söylemek, onu yermek, onu sözde bazı kitlelere hedef göstermek en hafif deyimiyle vicdansızlık, ahlaksızlıktır.
Oysa Öymen konuşmasında gayet açık ve netti.
Hatta fazla netti.
Yakın tarihimize ışık tuttu, PKK ve APO ile masaya oturma çabasındakilere ders niteliğinde mesajlar verdi.
Ne mi söyledi?
Bazı çığırtkanların güya Alevilere karşı yapılmış zulüm olarak lanse ettiği Dersim için “Atatürk, Kürt isyanlarında müzakere yoluna mı gitti. Dersim İsyanını çıkaran Seyyid Rıza ve oğlu ile oturup müzakere mi etti, masaya oturup ne istiyorsunuz mu dedi? Hayır ama bütün terör faaliyetlerini dize getirdi.”
Sözler bunlar ve bunları hazmedemeyen bir takım kimseler şimdi kitleleri “Size hakaret ediliyor, size zulmü mübah görüyor” safsatalarıyla sokağa döküyor.
Maalesef kendine aydın sıfatını veren bir grup zavallı ile eziklik ve suçluluk kompleksinden kurtulamamış kitleler de bu oyuna alet oluyor.
Hükümetin o meşhur hale gelmiş olan gündem değiştirme becerisinin harika birer malzemesi haline dönüşüp güya CHP’ye sopa gösteriyor.
Hiç kusura bakmayınız efendiler, sözde aydınlar, Dersim’in ne ifade ettiğini bilmeden sokağa dökülüp protestolara katılan muhteremler, oyuna gelenler.
Kusura bakmayınız çünkü bu ülkede gerçekleri gören, doğruları söylemekten çekinmeyen kitleler de var.
Öymenler, Ahmetler, Mehmetler..
Çok iyi biliyoruz ki; PKK’nın en ciddi propagandasından biri olan Dersim İsyanı, aslında bu kanlı örgütün de varoluş gerekçesidir.
1938’de isyan bitmişti, 1984’te yeniden su yüzüne çıktı.
O günde isyanın arkasında emperyal güçler vardı bugün de.
Ve koparılan kıyametin altında yatan asıl neden de bu zaten.
Yoksa ne Öymen’in ne de aklı başında bir tek ferdin Alevi ya da Kürt soydaşlarımızla sorunu olması söz konusu olamaz.
Dersim bir alevi katliamı değildi.
Emperyalizmin yine bu bölgede yaratmaya çalıştığı bölücü isyandı.
Evet bölücü bir isyan.
Ve Öymen’e göre de Atatürk gerekeni yapmıştı.
Atatürk’e laf söyleyemeyen ama kinleri yüzlerine yansımış bir takım insanlar şimdi Öymen üzerinden hesap soruyor güya.
Yani vurun abalıya.
Vurun, vurun ama yine de düşünün bir ara.
Dersim isyanı 70 yıl önceydi ve bastırılmıştı.
Yıl 2009 ve biz hala Türkiye’yiz.
Hala biriz, hala tekiz.
Bugün, yarın ve daima…
22 Aralık 2009 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder