Dün bir genel başkanın basınla tanışma toplantısından, pardon, pardon basını taşlama ve de aynı zamanda haşlama (!) toplantısından bahsetmiştim.
Türkiye Partisi’nin çiçeği burnunda genel başkanı ve güzel ülkemin Başbakan adayı sayın Abdullatif Şener’den.
Sayın Şener, ısrarla bahsettiği, hemen her platformda defalarca vurguladığı yeni siyaset anlayışını paylaşmak yerine biz gazetecilere verip veriştirmiş, kurumlarımızı özgür olmamakla, bizleri de gerçekleri yazmamakla itham etmişti.
Bugün bu konuda değil yazacaklarım.
Bugün sayın genel başkanın kendisine yöneltilen sorulara verdiği yanıtların ne kadar içten ve samimi olduğunu sorgulamak yazmaktaki amacım.
Sayın genel başkana üç soru sordum toplantıda.
İlk sorum şuydu: 2007’den bu yana, yani kendinizin Ak Parti’den ayrıldığınız dönemden bu yana kötü seyrettiğini söylediğiniz ekonomik göstergeleri siz nasıl düzelteceksiniz? Örneğin işsizliğe çözümünüz ne olacak? Kamu kaynakları nasıl kullanılacak? Partinizin ekonomi politikaları neler?
Verilen cevap: Bu bir konferans konusu. Kaldı ki biz bu konudaki fikirlerimizi birçok platformda açıklıyoruz ama yer bulmuyor. Şu kadarını söyleyebilirim ki; rekabeti artırıcı, üretimi teşvik edici bir politika benimseyeceğiz.
Türkiye’ye yeni bir siyaset anlayışı getirdiğini öne süren bir parti liderinin bugüne kadar ki söylemlerden farkı olmayan ve 80 yıldır duyduğumuz genel ifadeleri içeren bir yanıt dimi?
Siz bir çözüme rastladınız mı bu cevapta?
Demek ki sayın Şener’e göre halkın haber alma hakkı bu kadarmış (!)
Gelelim ikinci soruma.
Başta TÜİK olmak üzere tüm ekonomi bazlı kamu kurumlarının hükümetin baskısı altında olduğunu öne sürüyorsunuz. Hükümette görev yaptığınız 5 yılı aşkın süre içinde somut bir baskıya şahit oldunuz mu? Olduysanız ne idi? Tavrınız ne oldu?
Cevap: Biliyorsunuz ben birçok özelleştirmeye karşı çıkıp altına imza atmadım. Hatta Galataport bunlardan biridir. Hatta ben imzalamadığım için özelleştirmeyi mecliste çözmek zorunda kaldılar.
Yine suya sabuna dokunmaksızın verilen bir yanıt.
Kimden?
Yeni siyaset anlayışı ile yola çıkmış bir iktidar adayı partinin genel başkanından.
Demek ki sayın Şener’e göre halkın öğrenmesi gereken kısmı bu kadarmış (!)
Ve soru üç.
İlk seçimde yani erken seçim olmazsa 2011 genel seçiminden beklentiniz ne? Ne kadarlık bir oy hedefliyorsunuz?
Cevap: En yüksek oyu biz alacağız.
Yok, yok başka söz yok. Hepsi bu.
Maalesef Türkiye Partisi’nin siyasi geleceğine dair inancı bu söz kadar.
Ya da sayın Genel Başkanın halkın öğrenmesini istediği kadarıyla bu.
Görünüyorsunuz ya, biz gazeteciler görevimizi yapmıyoruz (!)
İyi güzel de, peki siz?
Siz, güzel ülkemin yönetimine talip olan sayın siyasetçiler sizler acaba ne kadar açıksınız?
Ne kadar dürüst, ne kadar içten, ya da ne kadar samimi?
Ben söyleyeyim:
Verdiğiniz yanıtlar kadar maalesef.
22 Aralık 2009 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder